İstanbul’un tarih ve kültürel mirasının elçisi olan asırlık ağaçların birçoğu her türlü olumsuz etkiye rağmen günümüze kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir. İstanbul bulunduğu coğrafya ve sahip olduğu topografya nedeniyle biyolojik çeşitlilik bakımından çok zengindir. Bu zenginlik ağaç türlerine de yansıdığı içindir ki, pek çok ağaç türünün anıtsal nitelik taşıyan bireylerini İstanbul’da görmek mümkündür. Bu ağaçlardan başta çınar olmak üzere, meşe, sakız, atkestanesi, dişbudak, ıhlamur, servi, fıstıkçamı, sedirler olduğu ve bunları az sayıda sekoya, manolya, erguvan ve mabet ağaçlarının izlediği görülmektedir.
İstanbul genelinde 517 adet anıt ağaç tespiti yapılmış olup halen tespit ve güncelleme çalışmaları devam etmektedir. Örneğin; Yaklaşık olarak, Bahçeköy’deki 1000 yıllık Ağıl Çınar, Eyüp’te ki 500 yıllık Çınar Ağacı, Topkapı Sarayı’ndaki 500 yıllık Çınar Ağacı, Gülhane’deki 450 yıllık Alemdar Taşlı Çınarı, 500 yıllık Yıldız Korusu Meşe Ağacı, Sultan Ahmet Camii’nde ki 300 yıllık Çınar Ağacı, 500 yıllık Florya Atatürk Korusundaki Sakız Ağacı, Çatalca İlçesi Çakıl Köyü meydanındaki 300 yıllık Çınar Ağacı, Çekmeköy Sırapınar Köyünde 650 yaşındaki Çınar Ağacı, Beykoz Korusunda 300 yıllık Sekoya Ağaçları, 300 yıllık Ç...devamını oku
Anıt Ağaçlar
Korunmaya Değer Ağaçlar
Konuşan Ağaçlar
Hoş geldiniz gölgeme. "Dünyaya son bir kere bakacaksın deseler, o bakışı Çamlıca tepelerinden bakmayı arzulardım" demiş Fransız düşünür Lamartine. Bu Koruyu ve içindeki yerimi o kadar
Detaylı incele ...
Acıbadem Fıstık Çamı mı gönderdi sizi bana? Dallarımın aşağıya doğru eğik olmasının nedeni ne sanıyorsunuz? Kulağım da aklım da hep onda Peki, dinleyeyim yakınlardaki tek dostumu
Detaylı incele ...
Merhabalar; Üç buçuk asra yakındır ben de buralarda tüm değişikliklere şahit oluyor, tepeyi ziyaret edip yanımdan geçenlere bilgilerimi aktarıyorum. Korunun halka açılması ve geçirdi
Detaylı incele ...
Hoş geldiniz sizleri Korumuzda gezmeye davet ediyorum. Genç bir fidanken buraya geldiğimde, tepelere doğru birkaç köşkün olduğu yemyeşil bir semt vardı burada. Eskiden beri önemli bir ulaş10pt;>
Detaylı incele ...
Merhabalar. Tepe Fıstık Çamı ve Yeşil Fıstık Çamının anlattığını duydum size. Ben de bir zamanlar yolcu taşıyan Üsküdar - Kısıklı tramvay hattının hikâyesini anlatayım size. Ç
Detaylı incele ...
‘’Suphi Paşanın kır menekşesi kokuları ve bülbül sesleriyle meşhur büyük korusu’’ diye tasvir ediyor Çamlıca’yı Abdulhak Şinasi Hisar “Çamlıca’daki Eniştemiz10pt;>10pt;>10pt;>
Detaylı incele ...
Edebi Karaağaç arkadaşımın bahsettiği genç yazarların anlatımına göre; Korunun Anadolu kapılarına bakan tarafında, iki kaya parçasından kendi kendine hâsıl olmuş bir kürsü vard10pt;>
Detaylı incele ...
Hoş geldin! Canım İstanbullu… sana anlatacaklarımı dinleyecek olman beni ne mutlu etti bir bilsen. Eskilerin ‘’Cennet-i Ala‘nın bir parçası’’ dediği Küçük Çamlıca Korusu, ik10pt;>
Detaylı incele ...
Çamlıca’nın en eskilerindenim, yaklaşık 2 asırdır burası benim evim. Ben genç bir meşeyken, ne bugünkü Çamlıca İlkokulu vardı ne de Çamlıca Kulesi, sadece konaklar vardı burada.&nb10pt;>10pt;>
Detaylı incele ...
Merhaba, ben Süslü Meşe. Uzun yıllardır arkadaşım Beste Meşeyle beraber hemen yanımda oturan gençleri seyrediyorum, sohbetlerini dinliyorum. Her kışta her baharda yeniden coşkuyla başl10pt;>
Detaylı incele ...
1800’lü yılların başlarıydı ve küçücük bir fidandım o zamanlar. Her yer ağaçlarla kaplıydı. Avlanmak için II. Mahmut sık sık gelirdi buraya. Atıcılıkta o kadar iyiydi ki bin adım m10pt;>
Detaylı incele ...
Merhaba, tarihin sessiz tanıklarından biri de benim. 1870 yılında İstanbul’un ilk yeşil alan düzenlemesi yapılan Çamlıca bahçesinin açılışındaki heyecanı Recaizade Ekremin&nbs10pt;>10pt;>
Detaylı incele ...
Bir ağacı anıt yapan özelliklerin başında fiziksel boyutlar gelmektedir. Özellikle çap ve boy gibi doğrudan göze hitap eden fiziksel özellikler bu konuda en etkin belirleyicidir. Ancak, fiziksel boyutlar yönünden olağanüstü sayılmasa da, yöre kültüründe olumlu veya olumsuz, gerçek veya hayal ürünü, mistik veya folklorik bir öyküye sahip olmak, ya da yöresel veya ulusal tarihte kimi olaylar ile özdeş hale gelmek ve onlara tanıklık etmek de ağaçlara anıtsal nitelik kazandırmaktadır. Bugün cami, mescit ve türbe avlularında karşılaşılan devasa Çınarlar, Serviler ve Ihlamurlar, hep bu mistik kültürün bizlere armağan ettiği birer doğal mirastır (ASAN ve UZUN 1994).
Siyah Dal Oyucu Böceği (Xylosandrus compactus); sağlıklı ağaçlara saldıran nadir böceklerden en tehlikeli böcek türlerinden biridir. Bu tür polifak (Birçok çeşit besinle beslenen organizmalar) olup birçok meyve ağaçları ve orman bitkisi ile park ve bahçelerdeki süs bitkilerine zarar yapmaktadır.
Bu zararlı, konukçu ağaçlarda yaklaşık 1 mm çapında delik açıp odun dokusuna (ksilem) girerek galeriler oluşturmakta. Burada simbiyotik fungusu olan Ambrosiaella spp. Ve Fusarium solani’yi bulaştırmakta ve sonrasında yumurtalarını bırakmaktadır. Yumurtalardan çıkan larvalar gelişen bu funguslar üzerinde beslenmektedir. İlkbaharda açılan deliklerden çoğu zaman bitki özsuyu sızdığı gözlenmektedir.
Siyah Dal Oyucu Böceği mevsimsel iklim trendine bağlı olarak yılda en az 4 nesil tamamlar.
Mücadele Yöntemleri;
1-)Mekanik Mücadele; Zaralının arız olduğu dalların budanarak uzaklaştırılması.
2-)Biyolojik Mücadele; Zararlının tespit ediliği bölgeye tuzaklar kurulması.
3-)Kimyasal Mücadele; Zararlının tespit edilidiği alanda ki tüm konukçu ağaçların kimyasal ilaçlar ile ilaçlama çalışmasının yapılması.
Siyah Dal Oyucu Böceğinin Konukçusu Olduğu Ağaçlar;
Pırnal Meşesi (Quercus ilex)
Hanımeli Çalısı (Lonicera nitida)
Defne (Laurus nobilis)
Saplı Meşe (Quercus robur)
Alıç (Crateagus spp)
Manolya (Magnolia grandiflora)
Kar topu (Viburnum tinus)
Leylandi (Cuprescyparis leylandii)
Erguvan (Cercis siliquastrum)
Keçi Boynuzu (Ceratonia siliqua)
Sakız Ağacı (Pistacia lentiscus)
Japon Akça Ağacı (Acer japonicum)
Söğüt (Salix spp)
Kent içinde yol refüjleri, yol kenarları, alleler, parklar, bahçeler, meydanlar, piknik ve mesire alanları, korular ve tüm yeşil alanlardaki ağaçlar o kentin en önemli görsel unsurlarıdır, kente güzellik veren canlı varlıklardır. Yol ağaçları, trafiği düzenleme, kent sağlığı ve kent peyzajının düzenlenmesindeki işlevleri nedeni ile önemli peyzaj elemanları olarak, kentsel yaşama ortamlarının vazgeçilmez tasarım ögeleridir.
Bugün çevremizde, korularda, köşk ve saray bahçelerinde, mistik ve kutsal mekânlarda vb. sıkça karşılaştığımız devasa çınar, servi, sedir, sakız ve ıhlamur ağaçları geçmişin bizlere armağan ettiği birer doğal mirastır. Çağlar boyunca farklı kültürlere ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış, geçmişi nice asırlara ulaşan bir şehir olan İstanbul’da, asırlardır varlıklarını sürdüren, şiirlere, romanlara ve filmlere konu olmuş bu ağaçların, şehrin tarihini ve kültürünü yansıtmaları nedeniyle korunması, restorasyon ve rehabilitasyon çalışmaları yapılarak yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak bizlerin en önemli görevlerinden birisidir. Anıt Ağaç bakımı kapsamında;
Ağaçların kovuk, yara yüzeylerinin temizlenmesi,
Böcek ve mantar hastalıklarına karşı ilaçlanması,
Temizlenen yüzeylere koruyucu özelliği olan organik “çam katranı” sürülmesi,
Gerekli durumlarda ağaçlardaki kovuk yüzeylerin kapatılması,
Ağaçların gövde ve dalları üzerindeki pankart, çivi, tel, tabela vb. yabancı cisimlerin kaldırılması,
Ağaç içerisindeki kuru ve kırık dalların alınması işlemleri yapılmaktadır.
Ağaç kovuklarındaki biriken suların boşaltılması,
Kök çevresi toprağının çapalanarak havalandırılması, besin takviyesi yapılarak iyileştirilmesi
Ana gövdelerin kırılmasını önlemek amacıyla desteklenmesi ve bağlanması,
5216 Sayılı Büyükşehir Kanunu yetki alanı içinde Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Korunmalarına dair 2863 sayılı kanun çerçevesinde; kültür varlıklarının korunması, Kültür Ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Kurullarına, orman alanları içindeki anıt ağaçların tespit ve korunmaları görevini Orman ve Su işleri Bakanlığına, yerleşim alanları içindekilerin tespit ve korunmalarını ilgili Belediyelere vermiştir. Tabiat Varlıklarının Korunması için, 29.06.2011 tarih ve 644 sayılı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı teşkilat ve görevleri hakkındaki kanun hükmünde kararname ile değişiklik yapılmasına dair 17.08.2011 tarih ve 28028 sayılı kararname ve 2863 sayılı kanun çerçevesinde anıt ağaç tescilleri Tescil görevi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonlarının yetkisine bırakılmıştır.
Projemizde bizimle birlikte istanbul'un halkına hizmet veren üyesi olduğumuz organizasyonlarımız.